Bilinçaltı ve Tasarım
Bilinç bir yanda yaratıcı olmanın erdemi konusunda vaaz
verir, diğer yanda bilinçaltında olanla ilgilenmez. Bilinçaltında olandan
haberi bile olmaz. Olmaz çünkü bilinç öncelikle para, ün, güç, mevki ve
saygınlık gibi saplantılar içinde kalmak ister. Saplantıların ne anlama
geldiğini, tutkunun dozunun ne ölçüde olması gereğini sorgulamak bir yana,
yaratıcı olduğu konusundaki sarsılmaz inancını sürdürür. Oysa kendi inancı
yanında, yoksulun çaresizlikle sarıldığı organize inancın ikisinin de aynı
kaynaktan beslendiğini görmek istemez. İnanç her ne yönde işletiliyor
olursa olsun içinde çatışma, huzursuzluk, sıkıntı ve korku barındırır. Bilinç
altında yatan, onu büyüten, eşsiz olduğu yalanına inandıran ne?
Eğitimin alt kademelerinden üstlere doğru yol alırken onu
baskısı nedeniyle kınarken, otorite haline geldiğimizde bir zamanlar maruz
kaldığımız baskının aynısını alt kademelere uygulamaktan en ufak rahatsızlık
duymayız. Yine de yaratıcı olduğumuzu düşünürüz. Kırk yıl hoca veya işletme
yöneticisi olarak yer aldığımız kurumda sayısız çatışma, huzursuzluk, sıkıntı
ve dedikodu içinde yaşadığımız halde mutlu olduğumuzu düşünürüz. Eğer yaşam bu
denli sıkıntılı, sevgisiz ve yaratıcılıktan yoksunsa ürettiğim ürün ve
ilişkiler nasıl yaratıcı olabilir? Yönetici veya hoca olarak sıkıntıdan saçımı
başımı yolar hale geldiğim noktada bile -her fırsatta geleceğin temsilcileri
olduğunu anlattığım gençlere- koltuğumu terk etmek aklımın ucundan geçmez. İyi
ama bu çelişkiler nereden kaynaklanıyor?
Bilinçaltı içinde binlerce yılda biriken geleneksel bilgi yığınları olarak doğruyu yanlıştan ayırmayı engelleyen en önemli etken. Bilinçaltının görünmez katmanları arasındaki işleyiş fark edilebilir. Bilincim olanı eksiksiz görebilir. Yanlışı sorgulayarak ayıklayabilen bilinç kendini doğru içinde bulur. Bilincin ayıklama yapabilmesi için zaman zaman sakin kalması yeterli. Doğru ilişkiler içinde hareket ettiğini algılayan bilinç yaratıcılığın alanı içinde olduğunu duyumsamaz mı?
ab, Eyl 14
Bilinçaltı içinde binlerce yılda biriken geleneksel bilgi yığınları olarak doğruyu yanlıştan ayırmayı engelleyen en önemli etken. Bilinçaltının görünmez katmanları arasındaki işleyiş fark edilebilir. Bilincim olanı eksiksiz görebilir. Yanlışı sorgulayarak ayıklayabilen bilinç kendini doğru içinde bulur. Bilincin ayıklama yapabilmesi için zaman zaman sakin kalması yeterli. Doğru ilişkiler içinde hareket ettiğini algılayan bilinç yaratıcılığın alanı içinde olduğunu duyumsamaz mı?
ab, Eyl 14
Labels: armağan birgil, eğitim üzerine, endüstri tasarımı, Ürün Tasarımı