Zamana direnen kayalar
Gün sıcak olacağa benziyor. Erken saatlerde denizin serin
suyu güne başlamak ve sıcağı hafifletmek için ideal. İrili ufaklı kayalardan
oluşmuş doğal burun sakin sessiz. Kumsaldaki gürültü henüz buraya ulaşamamış.
Uzaklardan gelen balıkçı tekneleri seslerine martı sesleri eşlik ediyor. Denize
giren, okuyan, denizi seyreden birkaç kişi dışında kimse yok. Birbirini
tanıyan, sessizliği bozmak istemeyen insanlar selamlaşmayı işaretleştirmeye
dönüştürmüş.
Lekesiz mavi gökyüzü altında duran kayaları dalgaların biçimlediği
belli. Yakıcı güneş, acımasız denize ve zamana direnen kayalar evrenin
sonsuzluğunu işaret eder gibi. Güçlü ve kımıldatılamaz olanlar yanında
parçalanmış küçük kayaların yüzeyleri irili ufaklı delikler ve ürkütücü
yarıklarla dolu.
Düşünce yaşamın sınırsızlığı yerine ufak bir ayrıntıya
takılarak yolunu kaybeder. Düşünce sınırsız bilgiyle uğraşırken bilinç
bulanıklaşır. Kayboluş düşünce uzantısı ‘bilgi’ nedeniyle. Farkındalık kendini
bilme tutkusundan kaynaklanır. Farkındalık vahşi bir hayvanla aynı yerde olmaya
benzer. Diğer canlının en ufak kımıltısı dikkat çeker. Bilinç hareketi yargılamaya,
yorumlamaya vakit bulamadan yalnızca izler. İzlem enerji yüklü ve duyarlıdır.
Yorumsuz izlem ve yargı farklı iki enerji türü. Yargı,
düşünce enerjisi. Yorumsuz izleyen bilinç farkındalığın kendisi. Düşüncenin
sınırlı oluşu, seçtiği konu etrafında tekrar ederek enerjisini tüketmesinden
kaynaklanır. Oysa yaşam enerjisi sınırsızlık içinde hareket eden özgürlük
yüklü. Yaşam sayısız karşıtlığın birbiriyle sonsuzluk içinde ilişki kurması
değil midir?
ab, 21 Tem 17
ab, 21 Tem 17
Labels: armağan birgil, endüstri tasarımı, tasarım üzerine denemeler
0 Comments:
Post a Comment
Subscribe to Post Comments [Atom]
<< Home