Sonsuzun içinde düşünce...
Evren sonsuzluk içinde büyük enerji. Güneş sonsuzluğun,
sınırsızlığın içinde başka bir enerji. Dünya, güneş yörüngesinde dolaşan,
evrenin sonsuzluğu içinde göreceli önemsiz bir büyüklük. Yeryüzü üzerindeki
enerjinin kaynağı güneş. Güneş enerjisi yanında hava, toprak, su yaşamı
milyonlarca yıldır sürdüren temel elementler. Dünya üzerindeki canlılar ve
insan sonsuzluğa ait. Dolayısıyla insan; gücünü sonsuzluktan alan ve enerji
üreten bir sistem.
Beyin sonsuzluğu, güneşin sınırsız enerjisini, yeryüzü
üzerindeki enerji akışını izlerken oluşan bilgiyi beyin hücrelerinde depolar.
Hücrelerdeki kimyasal depolama düşünceyi oluşturur. Düşünce; milyonlarca yılda
oluşmuş. Yaşamın sınırsızlığı ve insan aklı ilişkide. Beyinde oluşan enerji beden yardımıyla eylemlerde
kullanılır. Son birkaç yüzyıl içinde teknolojik ve siyasal gelişme akıl
sınırsızlığının kanıtı. Diğer canlılarla karşılaştırıldığında düşüncenin ne
denli sınırsız olduğu ortada. Sınırsızlık yanında aklın kendine ve diğer
canlılara verdiği zarar da konuşulmak zorunda. İnsanlığın önünde iki önemli sorun
var. Birincisi iklim değişikliği. İkincisi nükleer yok olma. Bitkiler ve diğer
canlılar olmadan insanın yaşaması olanaksız. Oysa nesli tükenmiş canlılarda
olduğu gibi insan olmadan yaşam mümkün. Ancak yaşamın durması imkânsız.
İnsanı diğer canlılardan ayıran özellik düşüncesi. Beyin
yaşarken biriken deneyimi kullanmaya başladığında düşünce işlemeye başlar.
Yaşam şimdiki zamanda cereyan eden sınırsız enerji akışı. Düşüncenin kaynağını,
işleyişini kavrayabilmek için izlem gerekli. Seçim yapmaya zorlanan düşünce
yargılamak zorunda. Seçmek eylemi ikinci plana gerileten etken. Düşünce ve
eylem iki farklı enerji türü. Eylem anın içinde düşünce ise beyin hücrelerinde
saklı. Eylem anında düşünce yavaşlar. Düşünce ve eylemi birbirinden ayırmak
mümkün değil. İkisi birlikte hareket eden enerji. Eylem yeni fikirlerin
oluşmasına neden olurken, düşünce farklı türde tasarımlar için fırsat kollar.
Düşünce arttıkça eylem çeşitlenir. Eylem çeşitliliği artıkça yeni fikirler
ortaya çıkar. Dolayısıyla iki enerji türü birbirlerini olumlu veya olumsuz
anlamda biçimlemiş olur. Sonuçta olumlu olumsuz arasında bocalayan, seçim
yapmaya zorlanan düşünce.
İnanılmaz acılar, savaşlar yaşamış, akıl almaz büyüklükte
organizasyonlar ve tasarımlar gerçekleştirmiş düşünce neden tarihi boyunca
doğru seçim yapmakta zorlanmış? Seçim yapmaya zorlanan ‘ben’. Oluşumu düşünce
kadar eski. Düşünce Ben’e neden ihtiyaç olduğunu sorgulayabilse, doğruyu
bulgulamaya çalışanın kurgusal olduğunu görebilir. Bu belki de düşüncenin
tarihi boyunca göremediği bir gerçek. Beni kurgulayan düşünce. Dolayısıyla
kurgu, kurgulayanın eseri. Kurgu düzensizse kuşkusuz kurgulayan sıkıntılı.
Huzursuz olanın huzuru tasarlayamayacağı kavrandığında sınırsız enerji açığa
çıkmış olur. Yüzbinlerce yıl tutsak kalmış enerji ansızın evrenin düzenin
gerçekte kendi düzeni olduğunu kavramış olur.
ab, 7 Ağu 17
Labels: armağan birgil, endüstri tasarımı, tasarım eğitimi, tasarım üzerine denemeler
0 Comments:
Post a Comment
Subscribe to Post Comments [Atom]
<< Home