Öğrenci mutluluğlu...
Zekâ tabiatla uyum içinde yaşama becerisi değil midir?
Öğrenciye not, puan vererek zekâyı eğitimcinin istediği düzeye ulaştırmak mümkün
mü? Eğitimin amacı yalnızca endüstriyi verimli kılmak mıdır? Öğrenciyi
notla değerlendirmeye çalışmak duygusal baskı dolayısıyla mutsuzluğa neden
olmaz mı? Öğrenci mutsuzsa yaşama nasıl uyum sağlar? Mutluluğuyla
ilgilenen eğitimcilerin olduğu ortamda öğrenci kendini güvende hissetmez mi?
Güvende olma duygusu öğrenci-eğitimci ilişkisini kolaylaştırmaz mı? Güvende
olan öğrenci; güvensiz anlık tepkilerle direnç gösterip inatçı tavırlar
sergiler mi? Öğrenme ancak bağımsız araştırma yetisi kazanmış bilinç tarafından
gerçekleşir. Eğitim bağımsız düşünmeyi, araştırmayı, sevgi ve şefkati
özendirmiyorsa geleceğe hazırlanan nesiller şiddet içinden geçmeden nasıl
sağlıklı kalabilir? Şiddet, bilincin sağlıksız olduğunun göstergesi değil
midir? Doğumdan-ölüme, toplumundan onay ve destek gören ‘kesintisiz
eğitim’ şiddet önüne engel olarak çıkmaz mı?
.
.
Bilgi öğrenciye sevgi aşılamaz. Sevgi insanı bilgi edinme
hırsı, sahiplenme ve açgözlülükten korur. Öğrenci-eğitimci ilişkisi
içindeki sevgi; suçlayarak, zorlayarak, sindirerek yaklaşmaz. Duyarlılık,
hassasiyet sevginin karakteri değil midir? Yalnızca güvenlik, konfor kaygısıyla
bilgi biriktiren; karmaşıklaşan, çelişen bilgi içine
hapsolmuş olmaz mı? Sevgi bünyesinde alçak gönül, kibarlık, sabır barındırır. Sabır içeren kibarlık kendi eğitimi yanında öğrencisinin eğitimine de herhangi
bir karşılık beklemeksizin gönül vermiş, ağırbaşlı eğitim sisteminde doğal
olarak var olan erdemdir. Erdem bilgi olarak satın alınamaz. Erdem
ailenin, öğrencinin ve eğitim sisteminin kibarca birbirleriyle işbirliği içinde
tabiatı gözardı etmeksizin uyum sağlaması değil midir?
birgil, may 16
birgil, may 16
Labels: armağan birgil, eğitim üzerine, eğitimci, endüstri tasarımı, tasarım eğitimi, Ürün Tasarımı, yaratıcılık