DİNLEMEK
Dinlemek giderek zorlaşıyor. Sabah erken
saatlerde derse gelen öğrenciler eskiye oranla daha isteksiz. İsteksizliğin
nedeni sorgulandığında uykusuz ve yorgun oldukları ortaya çıkıyor. Konu
yaratım, sanat, tasarım, teknoloji, renk, biçim gibi karmaşık ilişkiler ağı
içindeyse dinlemek imkansız hale geliyor. Çünkü öğrenci karmaşa içinde. Yürürken,
araç kullanırken, yemek yerken cebimize gelen gerekli-gereksiz bilgi
bilincimizi teslim almış durumda. Düşünmek için gerekli zamanı bulmak, gelen
bilgiyi ayıklamak, düzenlemek hepimiz için sorun. En olmadık yerde insanlar
telefonlarıyla meşgul. Unutkan, yorgun, isteksiz öğrenci eğitim için önemli sorun.
Projesini evde unutan, otobüste kaybeden, çizdiği detayları bulamayan öğrenci neredeyse
yadırganmaz hale gelmek üzere.
Eğitimin amacı ne? Mesleği öğrenmek ve
mezun olduktan sonra yaratılan ürünlerle insanların mutlu yaşamalarına aracı
olmak değil mi? Söz konusu sorunu ya da herhangi bir sorunu çözemeyen eğitimci
yaratıcı tasarım ve eğitiminden söz edebilir mi? Eğitimci olarak önemli
olduğunu düşündüğünüz bilgiyi aktarmaya çalışıyoruz ama öğrenci dinleyemiyor.
Eğitimcinin görevi mesleğin coşkusunu gençlere aktarmak değil mi? Bu coşku
aktarılamazsa yaratıcılıktan söz edilebilir mi?
ab, nis 16
Labels: armağan birgil, endüstri tasarımı, Sanat; edebiyat, tasarım eğitimi, Ürün Tasarımı, yaratıcılık