Sunday, January 03, 2016

Sevgisizlik...





Sevgisizlik en küçük aile biriminden geniş kitlelere yerleşmiş durumda. Kıskançlık, çekememe, aç gözlülük ve nefret insanlık tarihinin hiç karşılaşmadığı boyutlarda. Sevgisizliği, şiddeti, cinayeti; aile, eğitim kurumları veya uluslararası ilişki içinde görmek mümkün. İnsanın diğer canlılarla olan ilişkisi de öldürme üzerine. Kimyasal yok ediciler her gün yüzlerce canlıyı ortadan kaldırırken bunu gelişim adı altında yapıyor. Günümüzde binlerce canlı nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Çoğunluk içinde sevgisizliğini fark eden az sayıda insan var. Geri kalan günlük rutinin umursamazlığı içinde.

Soykırımdan birey olarak sorumluyuz. Olduğumuzu bir an için kabulendiğimizi düşünelim. Kendimizi sorumlu olarak görüyorsak ne yapabiliriz? Sorumluluk hisseden az sayıda insan soyunu ve herşeyi yok edecek olan yıkım için ne yapabilir? Benliğimizi tutsak etmiş korkunç sevgisizliği yok etmek adına birey olarak bir şey yapabilir miyiz? Soruna senin-benim sorunu olarak mı yaklaşılır? Yoksa sorun yeryüzünün ortak sorunu mu? Farkında olan ve umursamaz aynı dünyada yaşamak zorunda. Bu ne senin dünyan ne de benim. Olağandışı güzellikteki doğası ve canlılarıyla ortak yaşam alanımız. Dünya neyse ben oyum. Dünyanın bilinci benim bilincim. Diğer canlılar olmadan yaşamımı sürdürmem imkânsız.

Neden olanı sorgulayıp, sevgisizlikleri terkedip yeni bir sevgi alanı yaratamıyoruz?

1 Mar 16, ab

Labels: , , , , , , , , ,