Eğitimci kalıpların dışındaysa sorumluluğu; genel-geçer değerleri sorgulamak. Bilen olarak değil, sorgulayarak anlamaya çalışan biri olarak. 'Bilen' otoriteye dönüşmüşse eğer 'olanı' sorgulamak istemez, çünkü olan alışkanlıklar içinde sorunsuzca sistem içinde yolunu bulumak ister. Bilinç sorgulamaktan kaçındığında sistemin önemsiz bir parçası olduğunu göremez. Oysa bilinç düzen ister. Sistemdeki düzensizlik bilinci huzursuzluk içine çeker. Bilinç gibi organizmada düzen içinde olmak ister. Biliç veya organizmanın birindeki sorun ikisininde düzensizliğine neden olur. Çünkü bilinç ve organizma bütün olarak hareket eder. Bilincin mekanik alışkanlıklar içinde olması, organizmanın duyarsızlaşması demek değil midir? Bilincin sorumluluğu bütün içindeki işleyişini anlamak. Bilinç iç veya dış eylem ve eylemsizliğini kavramak ister. Bilinç ve organizma içindeki işleyişin eksiksiz farkında olunuşu zekayı açığa çıkarır. Zeka; organizma ve bilincin ortak eylemi değil midir?
Çilecilik, saygınlık, hakimiyet, üstünlük eyleminden kaynaklanan güç zekayı engeller. Paranın, yeteneğin, ve zekanın kullanılmasıyla elde edilen güçte yabancılaşma yer alır. Zeka özveriyle, çalışkanlıkla, inançla, kendini adamayla uyandırılamaz. Bilinci dunuklaştıran meditasyon da özgürlüğe neden olmaz. Zeka ancak özgür, tarafsız sorgulama içinde yer alır.
Mayıs 23, 14, ab
Labels: armağan birgil, eğitimci, endüstri tasarımı, tasarım eğitimi, yaratıcılık
