Yazar: Yazı yazar. Neden yazar? İçlerinden bazıları Tasarlayanların çılgın hikayelerini de yazar. Düşünce girdaplarını anlatmak, iç dökmek, anlaşılmak için.
İyi de neden?
Anılar, aaaaaahh anılar!
Yıl 1914: 1. Dünya Savaşı. İlk kan nakli. Panama Kanalı nakledilmez açılır. ABD'de ilk trafik ışıkları. Büyük Savaş öncesi, çılgınca silahlanma yarışının ardından, gençler aileleri tarafından cepheye uğurlanır.
1915: İngiltere’de 'Tasarım ve Endüstri Birliği’.
Bağımsız İsviçre’de komşu ülkelerden insanlık dışı kıyımdan kaçan insanların kahvelerde geliştirdikleri bir felsefe olarak belirmeye başlayan hareket; 1916 yazında 'Dada' adını alır. Her türden sanat, geçmişin öncü sanatı Ekspresyonizm bile büyük savaşın dişlilerinden biri olarak değerlendirilmeye çalışılır. Dada düşünceler yer değiştirebilsin diye başın yuvarlak yaratıldığını düşünen, büyük düşünen, her şeye neden-sonuç ilişkisi içinde bakmaya çalışan beyinlerin karşısına, bebek hecelerinden türetilmiş sözcük olarak çıkar. Bir yıl sonra Dadacılar, bir galeri ve onu destekleyen bir dergi çıkarmaya başlayarak uluslararası üne ulaşır. Kübizmin önemli bir keşfi olan Kolaj; gazete parçaları, eski etiketler duvar kağıdı parçaları, her çeşit endüstri artığı malzeme olarak kullanılır. Hazır şeylerin yan yana kullanılması ile gelişen 'gerçek' şaşırtır. Dadaistler özellikle Duchamp, daha da ileri giderek seri üretilmiş hazır nesneleri güzel sanatların objeleri olarak göstermeye çalışır. 1914-25 yılları arası, tabure üzerine yerleştirilmiş bisiklet tekerleri, pisuar, tabanına çiviler kaynatılmış ütülerle endüstri ürünlerinin birer sanat yapıtı olduğu görüşünün öncülüğünü yapar.
Öyleyse sanat... yanılsa...
Yenilikçi sanat akımları. Kübizm. Sanat akademileri. Seçkinler grubu üyeleri. Kalite? Kalder: Hizmet dışına çıkmak istenmez.
Fütüristler bile savaş naraları eşliğinde çılgın yıkımın içine balıklama dalar.
CRM de zamanında "Largely under-rated in his homeland during his lifetime." Deme!
Birbirine benzer yaşam öyküleri. 27 ye kadar... "lived in Port Vendres in the South of France, where M. concentrated on landscape painting."
Yaşarken küçümsenen. Ölmek üzere? Peşine düşülen. Vefa semtini bilir misin? Hiç uğramadın!
Yaşıyorsa dudak bükülen. Ölümü arkasından peşine düşülen. Ticaret ve Sanat.
Ne önemi var? Mühim olan...
1923: Gershwin, 'Rhapsody in Blue'yu besteler. L.M. Nagy Bauhaus ekibine katılır. Le Corbusier, 'Yeni Mimari' adlı kitabını tamamlar.
Ne önemi var? Mühim olan...
1923: Gershwin, 'Rhapsody in Blue'yu besteler. L.M. Nagy Bauhaus ekibine katılır. Le Corbusier, 'Yeni Mimari' adlı kitabını tamamlar.
1924: Olağanüstü bir malzeme olan Plexiglas üretilir. Andre Breton, Sürrealist Manifestoyu kaleme alır ve aynı yıl Lenin dünya değiştirir. W. Wangenfeld ve C.J.Jucker, Bauhaus'da metal ve cam malzemelerle aydınlatma elemanları tasarlar.
Yirmili yılları ortalarında Marcel Breuer, Wassily sandalyesini, içi boş çelik boruları kıvırarak üretilir. Walter Gropius tarafından tasarlanan Bauhaus yeni binasına göçer. Hitler’in hasta aklı ‘Kavgam'ı yaratırken, Kafka 'The Trail'i kaleme alır. Charlie Chaplin, 'Altına Hücum’u görüntüler.
1926 yılı Marianne Brandt, tavan lambası tasarlarken, Alexander Calder, tel strüktürlerle heykeller yaratır.
1927 de Duke Ellington grubuyla New York'ta sahneye çıktığında, ilk sesli film gösterime girer.
CRM? Londra’ya geri döner. "For cancer treatment."
Niçin boyamaya çalışırlar seni? Neden ararsın? Bulduğunda neden önemini kaybeder? Çocuklar kurtardı ya gerisi kolay. Neden kandırırsın? Neden kanarsın? Şimdi vakit nakit olmaktan çıktı. Saatler artık kolay geçmiyor. Keşke geçi, geçi verse.
Rennie? Evet. Onun da dünyası değişir, 1928.
Öyleyse yaşam sanat gibi yanılsa...
Aynı yıl "Sabiha" toplum içine sokulmak istenir. Ancak kimi kurumlar 70'li yılların ortalarına kadar Gökçen'nin farkına bile varmazlar. Dile kolay kırk yıl.
R.B.Fuller 'Dymaxio House'u yaratır. İtalya'da Gio Ponti: Domus Dergisi kuruluş çalışmaları. Alexander Fleming? Penisilini bulgular.
Anılar? Geçiverdi. Anlamadan.
Tansiyonu çıktı. İnmezse indirilir. Nerde benim şey hapım? Daha sık unutur oldu. Şimdi düştü. Hoştu. Ama boştu. Rüzgar gibi geçti.
Hay huyu dizginleyip anlatmak isterdi. Önce anlayıp, sonra anlatmak. Sade. Sakin. Yorumsuz. Kendi halinde. Telaşsız. Sona ihtiyaç duymadan. Neyse o halde. Başımıza gelenler. Nasıl gelecekse kabullenerek.
Yazar:
Yazı yazar.
Sorgulamaz kendini;
Ne ummuştu,
Sorgulamaz kendini;
Ne ummuştu,
ne buldu...
diye
diye
ab
Ekim 02, 06
Ekim 02, 06
Labels: a birgil, düşünce, endüstri tasarımı, sevgi, tasarım, tasarım eğitimi, yaratıcılık, yaratım