Sen ve ben...
Tasarımcı, tasarım dünyası genellikle senin benim diyerek
tanım yapmaya çalışır. Gerçekte sen, ben bölen ayrıştıran, kıskandıran, çatıştıran
tanımlar değil midir? Tasarımcı kimdir? Hangi ortamda yetişir?
.
.
Dünyayı, çevresini, kendini, önceki tasarımları, teknolojiyi
öğrenmeye çalışan, bilincinde depoladığı bilgiyi yetersiz olduğunu düşündüğü
ürüne, yeniden anlam kazandırmak için yola çıkan kişidir tasarımcı. Tasarımcı
öğrenmeye nereden başlar? Kendisinden mi, çevresinden mi? Ürüne ilişkin bilgiye
ulaşmak kolay. Kendini tanıma söz konusu olduğunda nereden başlar? Tasarımcı
kimliğini yaratan, biçimleyen çevresi değil midir? Çevre dendiğinde en ufak
aile birliğinden, karmaşık toplumsal yapılara kadar geniş bir alandan söz
ediyoruz. Tasarımcı toplumunda ayrı değerlendirilemez. Ayrıca yaşadığımız toplumu
yeryüzündeki siyasal, ekonomik, teknolojik hareketlerden soyutlayamayız. Çevremizdeki
işleyiş sabırla izlendiğinde karşımıza tasarımcıyı biçimlendiren koşulların
dünyanın bilinci olduğu çıkar. Dünya tasarımcıyı, tasarımcı da dünyasını
tasarlar. Tasarım, tasarımcı ve dünyası aynı kaynaktan beslenir. İşleyiş
kavrandığında kendisiyle tanışmış olur. Tanışma düşüncesinin dünya düşüncesi
olduğunu, düşüncedeki radikal değişimin bütünü etkileyebileceğini hissetmesine
neden olur.
Eğer dünya tasarımcıyı, tasarımcı da dünyasını tasarlıyorsa
tasarımcı sen, ben diyebilir mi? Tasarımcı kendini ve dünyayı tanımadan ilişki
kurmaya çalışıyorsa, daha işin başında eksik, yetersiz bilgiyle yola
çıkarsam ne olur? Mutsuzluğuna çare üretememiş tasarımcı, öğrenci nereden
başlamalı?
.
.
Tasarlamayı öğretmeye çalışan kurumlar içinde, tasarımcıya
kendini, mutsuzluğunu, yaşadığı toplumun bitmez tükenmez kargaşa, mücadele ve
çatışmasını sorgulatmak istemeyen felsefe yerini yeni bir anlayışa terk
etmedikçe tasarımcının sıkıntısını sonlandırabilmesi imkânsız. Mutsuzluk
bulaşıcı. Eğer evde, işyerinde, dost, arkadaş çevresinde huzursuz biri varsa
orada mutluluk üremez. Tasarımcının mutlu olabilmesi ancak yeryüzü üzerindeki
insan acısının kendi acısına benzediğini kavraması ve çözüm için işbirliği
yapabilmesine bağlı.
27 Ağu 16, ab
27 Ağu 16, ab
Labels: armağan birgil, Güzel Tasarım ve Güzellik, tasarım eğitimi, tasarım üzerine denemeler, Ürün Tasarımı
0 Comments:
Post a Comment
Subscribe to Post Comments [Atom]
<< Home