Wednesday, April 24, 2013

İyi tasarım…

İyi insanın içinde olan şey mi? Yoksa iyi; dış şartların iyileştirilmesiyle kendiliğinden mi oluşur?

Eğer dış dünyanın iyileştirilme önceliği doğruysa, bu iç dünyanın kendiliğinden iyileşeceği anlamına mı gelir? Dış mı içi biçimler, yoksa iç mi dışı? İç ve dış ayrımı yapmak doğru mu? İçimizde olan dışarıda olanı biçimlemez mi? Eğer insanın iç dünyası dışı biçimlerse, önce iç dünyanın iyiye ulaşması ardından dış dünyanın düzene sokulması gerekmez mi? İyi tasarım; karamsar, kötümser, kıskanç, nefret yüklü, geçimsiz dünyada mı yer alır? İyi tasarım insanı, insanlığı mutlu edecek olan değil midir? Eğer öyleyse mutsuz dünya yaratımı ‘tasarım’ nasıl değerlendirilmeli? Mutsuzluk iyi olanı üretir mi? Onu “iyi” olarak değerlendirmenin ölçütü ne? İyi kötünün karşıtı mı? Kötü ortadan kalktığında iyi kendiliğinden mi ortaya çıkar? İyi ve kötü izleyene göre değişmez mi? İzleyen olarak iyi olarak nitelediğimi sen kötü olarak değerlendiriyorsan, nasıl ilişki kurabiliriz? Kurabilir miyiz? İyi veya kötü ilişki tasarımı nasıl etkiler? İyi ve kötü tasarımı değerlendirecek olanlar ilişki kuramıyorlarsa iyi olana nasıl karar verilir?

İyi nedir? İyi düzen değil midir? Eksiksiz düzen -Matematikte olduğu gibi- hayal kurmak mıdır? Düzensiz ise; yıkımı, kötüyü, karmaşayı yansıtır. Düzenden, iyilikten söz edilecekse bu aklın, bedenin ve eylemin uyum içinde olduğunu anlamına gelmez mi? Eğer eylem düzendeyse, ürününün de iyi olacağı öngörülemez mi? Düzen sadece akıl yürütme, kontrol, planlama yoluyla mı elde edilir? Kirletilemez, bozulamaz iyiden söz edilebilir mi? ab .

Her zaman iyi tasarım için başlıyoruz ama bittiğinde daha iyisi olabileceğini görüyoruz. Bunu gördüğümüz an iyiliği de bozulmuyor mu? Mutlak iyi diye bir şeye ulaştığımızda tasarım bitmez mi zaten ? Kötü olmasa iyi anlamsız kalmaz mı? Bu soruları neden soruyoruz? cs

Yalnızca ürünler tasarlayarak yaşamı güzelleştirmenin yeterli olmadığını, mutluk ve huzur için ‘ilişkilerin’ de sorgulanması gerektiğini hissediyorum. İlişki? İki insan arasında, aile içinde, mahallede, eğitimin her safhasında, iş yerinde, uluslararası ilişkilerde yaşamım, yaşamımız bitmek tükenmek bilmeyen çatışma içinde. Ayrıca insanın iyi ürünler tasarlamak adına yaşadığı dünyasını sorumsuzca yok etmesinin nedenini sormak zorundayız. :)

Sorgulamak zorundayım çünkü…

Birey veya Ürün Tasarımcısı ya da Demokrat olarak; sohbetlerde, iş toplantılarında, öğrencimin proje değerlendirmesinde benden başkasının konuşmasına neden tahammül edemediğimi, işyerimde çalışanların fikrini almaya neden isteksiz olduğumu, benden değişik düşünen insanların fikirlerine saygı duymak istemeyişimin nedenini, bilgi üretimi ya da ekonomik nedenlere dayalı rekabetin şiddet içerip içermediğini, dünyanın her yanında kan gövdeyi götürürken yalnızca “güzel ürün” üretme sevdasının felsefi olarak bana, aileme, öğrencime, çalışanıma veya yanında çalıştığım insana yeterli olup olmadığını, eğer yeterli değilse bundan nasıl etkilendiğimi ve çelişkinin kaynağını merak ediyorum… ab

Labels: , , , , , ,

0 Comments:

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home