Tuesday, August 17, 2010

Devrim ve ideoloji


.
uğruna insanlara eziyet etmekten hoşlanan, onların yok oluşlarına aracı olan insanlar tanıdık. Diğer insanların yoksulluğunu görmezden gelen, şiddeti, toplumsal çürümeyi sanki yaşamın doğal uzantısı gibi görenler vardı aralarında.

Sevgisizlik en küçük aile biriminden geniş kitlelere benliğe işlemiş durumda. Kıskançlık, çekememe, aç gözlülük ve nefret insanlık tarihinin hiç karşılaşmadığı boyutlarda. Sevgisizliği, şiddeti, cinayeti; aile, kurumlar veya uluslararası ilişki içinde görmek mümkün. İnsanın diğer canlılarla olan ilişkisi de öldürme üzerine. Kimyasal yok ediciler her gün yüzlerce canlıyı ortadan kaldırıyor. Ve bunu gelişim adı altında yapıyor. Günümüzde binlerce canlı nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Çoğunluk içinde sevgisizliği fark eden az sayıda insan var.

Soykırımdan birey olarak sorumlu olduğumuz söylenebilir mi? Kendimizi soykırımın etkin veya dolaylı sorumlusu olarak görüyorsak ne yapabiliriz? Farkında olan az sayıda insan kendi soyunu da yok edecek olan kırım için ne yapabilir? Benliğimizi tutsak etmiş korkunç sevgisizlik için birey olarak bir şey yapılabilir mi? Soruna senin benim sorunum olarak mı yaklaşılır yoksa sorun hepimizin ortak sorunu mu? Farkında olan ve umursamaz aynı dünyada yaşamak zorunda. Bu ne senin dünyan ne de benim. Olağandışı güzellikteki doğası ve canlılarıyla ortak yaşam alanımız. Dünya neyse ben oyum. Dünyanın bilinci benim bilincim. Diğer canlılar olmadan yaşamımı sürdürmem imkânsız.

Labels: , , , , , , ,

0 Comments:

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home